ŞİİR ÖYKÜ VE DENEMELERİM -GÖRSELLER

MERHABA KONUK ,

SAYFAMA HOŞ GELDİNİZ.


ŞİİR ÖYKÜ VE DENEMELERİM -GÖRSELLER

1 Mart 2016 Salı

8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü İçin



Merhaba,
İzlediğiniz filmlerden anımsarsınız; örümcek bağlamış, kirli ve bakımsız bir evin içine girer kadın; kolları sıvar, daha sonraki karelerde, hızlı bir çalışmayla çiçekli perdeler, tertemiz bir mutfak, gıcır gıcır yerler ve kaynayan çorbadan çıkan dumanlarla içimiz açılır. Eve "kadın eli” değmiştir. Hayatı güzelleştiren, yaşanır kılan, üretkenliğin simgesidir kadın. Doğanın en güzel olayını, doğurmayı yaşar ve doğurduğunu gözetmeye adar kendini. Doğurduğunu gözetmek, geleceği güzelleştirme çabasıdır.
Kadın emeğiyle Asya’da, Afrika’da, Amerika’da, Avrupa’da dünyayı yaşanır kılarken sınırları da siler. Emekçi kadınları erkeklerle birlikte ülke kayırmadan, cinsiyet ayırmadan sömüren emperyalizme karşı, kadın da üretkenliği ve sevgisiyle sömürünün karşıtını büyütme çabasında, dünyayı güzelleştirme kavgasındadır. Sınır tanımaz.
Sınırlar, ağlayan çocuğuna koşarken kalkar ortadan. Her dilde ağlayan bebeğe aynı süt kokusudur ulaşan.
Sınırlar, can çekişen sömürgen devi yaşatmak adına çıkarılan savaşlarda yitip giden evlatlar için yanarken siliniverir. Ölüm acısı ve gözyaşının kıvamı her ülkede aynıdır.
Sınırlar, yorgun argın vardiyalardan eve sürüklenirken silinir.
Sınırlar, yeryüzü meydanlarında kayıp analarının yumruğunda silinir.
Sınırlar, grev gömleği, doktor/hemşire giysisi, işçi tulumu ya da mutfak önlüğü takan tüm kadınlar için silinir.
Bedenini çocuk yaştan başlayarak cinsel mal olarak görene, şiddete uğratana karşı direnişte de ülkeden ülkeye fark yoktur. Gözü dönmüş kabaran erkekliğin karşısına bütün dillerde aynı olan aşkın büyülü güzelliğiyle dikilirken de silinir sınırlar.
Uluslar arası dayanışma ete kemiğe bürünür 8 Martlarda. Yeni Dünya’da daha iyi çalışma koşulları için mücadele verirken yakılan 120 kadın, emekçi kadının kavgasını erkeğinkiyle birleştirip, tutuşturmuştur bir kere.  
Yirmi birinci yüzyılda da emperyalizmin ideolojik savaşında erkekleri kadınlara karşı kullanma yöntemi sürerken, kadınlar da kendi mücadele tarihini yazıyor. Bu tarih, kadını ezmek için erkeği kullanma yöntemlerine ve ekonomik ezimlere karşı verilerek yazılıyor.
Çürümüş bir alt yapıdan, çatırdayan kapitalizmin mahzenlerinden, insanlık onurunu yok eden kirli irin fışkırırken, dünya kadınları da karşıtını büyütüyor bağrında. Erkekleriyle yan yana direniyor, aşkı, dayanışmayı, paylaşmayı büyütüyor. Kirlenen insanlık onurunu kıtadan kıtaya göz yaşlarıyla, canıyla, kanıyla yıkıyor.
Özgürlük türkülerine sarınmış emekçi kadın, hanımelleri gibi balını vererek, sevgi kokusunu saçarak, çoğalarak geliyor. Mülkiyetçi, sömürgen ayrık otlarını temizleyerek, en güzel yarınların tohumlarını eke eke geliyor.
Türkiye bugün, bir çığlık halinde ortaçağdan hortlayıp üzerine çökmeye çalışan bilimdışı karanlığa hayır demek için bilimsel eğitimin, aklın egemenliğinin zamanıdır diyor.
Edebiyatta da arınmanın zamanıdır.
Ayrımcılıkları bitirmek için öncü olmak adına yazma zamanıdır.
Bu yüzyılın sosyalist insanında olması gerekeni şimdiden görüp, onu anlatan ürünler ortaya çıkarma zamanıdır.
Karanlık günlerimize aydınlık olmak için emeğin sanatını aydınlığımızla donatmak zamanıdır.
Evin Okçuoğlu