ŞİİR ÖYKÜ VE DENEMELERİM -GÖRSELLER

MERHABA KONUK ,

SAYFAMA HOŞ GELDİNİZ.


ŞİİR ÖYKÜ VE DENEMELERİM -GÖRSELLER

11 Ağustos 2011 Perşembe

Fear/Korku

FEAR

they don’t let us sing our folk songs Robeson
My pearly teeth African friend
My eagle winged canary
They do not let us sing our folk songs
they are afraid Robeson
afraid of dawn
of seeing, of hearing, and of touching
of crying as if having shower barebody under the rain
they are afraid of laughing as if biting a tight(hard) quince
they are afraid of loving, like our Ferhad
(you might have a Ferhad Robeson, What’s his name?)
they are afraid of seed and soil
of running water and of remembering
a friendly hand that asks for neither discount, nor commision or credit
has never settled into their palms as if a -free and easy- (hot) bird
they are afraid of hope Robeson, of hope, hope
they are afraid my eagle winged canary

Nazım Hikmet Ran
1948



Çeviri: Evin Okçuoğlu

KORKU

Bize türkülerimizi söyletmiyorlar Robeson
inci dişli zenci kardeşim
kartal kanatlı kanaryam
türkülerimizi söyletmiyorlar bize.
Korkuyorlar Robeson
şafaktan korkuyorlar,
görmekten, duymaktan, dokunmaktan korkuyorlar.
Yağmurda çırçıplak yıkanır gibi ağlamaktan,
sımsıkı bir ayvayı dişler gibi gülmekten korkuyorlar.
Sevmekten korkuyorlar, bizim Ferhad gibi sevmekten
(Sizin de bir Ferhad'ınız vardır, elbet Robeson, adı ne?)
Tohumdan ve topraktan korkuyorlar,
akan sudan ve hatırlamaktan korkuyorlar.
Ne iskonto, ne komisyon, ne vade isteyen bir dost eli
sıcak bir kuş gibi gelip konmamış ki avuçlarının içine.
Ümitten korkuyorlar Robeson, ümitten korkuyorlar, ümitten.
Korkuyorlar kartal kanatlı kanaryam
türkülerimizden korkuyorlar.
Nazım Hikmet Ran