ŞİİR ÖYKÜ VE DENEMELERİM -GÖRSELLER

MERHABA KONUK ,

SAYFAMA HOŞ GELDİNİZ.


ŞİİR ÖYKÜ VE DENEMELERİM -GÖRSELLER

27 Ağustos 2011 Cumartesi

MONTAJCI MERT

Bağımsız medya portallarından birinde çalışan Mert montaj yapıyordu. O sabah kameraların kaydettiği olay, maharetli ellerinde bambaşka bir haber oluyor, yeniden şekilleniyordu. Montajcı Mert, Mert Montajcı olarak kendini tanıtabileceği zamanlara içten içe özlem duysa da şimdilik elinden bir şey gelmiyordu. Medya portallarının hangisi bağımsızdı ki sonuçta! "Mert montajcı" olarak çalışacağı bir yer bulması artık çok zordu.
Safiye teyze, o sabah yaşanan olayın tanığıydı. Akşam haberlerde olayın nasıl değişerek yayınlandığını görünce, “Amanııın, ağzı başka oynuyo, sesi başka duyuluyo, bu ne sihirli alet böyle!” demeden kendini alamadı. Koşup yanına gelen torununa:
“Ben oradaydım. Valla da yalan billa da yalan, sırık kadar boyundan posundan utanmıyor da bunca yalanı peş peşe sıralıyor. Herkes de sahiden polisi alkışladık sanacak. Ayol çocukları döve döve öldüreceklerdi, ağızlarını kapata kapata ite kaka soktular otobüse… Buna can mı dayanır! Hepimiz anayız. Bak bak bak… Teröristleri yakalayan polisi alkışladılar diyor.”
“Anneanne sen ne sandııın, onlar dünyada görülmemiş yalanları söyletir, olmamış olayları oldurur, yaşanmamış savaşları yaşatır. Sabahtan akşama bu televizyonun başında ne düşüneceğimizi, izleyip de hangi artisti beğeneceğimizi belirler.”
“Kimmiş bakayım bunlar?”
“Eee, onu sen daha iyi bilirsin. Kendin tanık oldun. Ne diye bağırıyorlardı bu sabah tesadüf ettiğin gençler?”
“Aman be can torunum, bende o kadar akıl mı var! Arada İngilizce diyorlardı. Go golu bi şeyler ama işbirlikçi dediler abede dediler, sahi, emperyalizm ne demek Sinancığım?”
Hayat hızla akıyordu. Montajcı Mert zamanın bu acımasız çarkında, gazeteciliğin onurunu daha fazla ayak altına almadan ya işinden ayrılacaktı, ya da diğer arkadaşları ile birlikte bu yalan medyada daha fazla suça katılmayıp, hep birlikte direnişe geçecekti.
Montajcı Mert, direnişin 4. gününde diğer televizyoncu arkadaşlarıyla birlikte otobüse ite kaka götürülürken çekim yapan bir kameramanla bir an bakıştı.Sessiz bir konuşma içeren göz gözelik anı uzadı da uzadı.
Daha sonraki günlerde Mert’in annesi ile Mert’in o göz göze geldiği kameraman gencin annesi aynı demir kapılarda, aynı duruşmalarda aynı sloganı haykırdılar. Gerçekliğin çarpıtılır yanı da çekim yapacak kamera da kalmamıştı.
Evin Okçuoğlu