ŞİİR ÖYKÜ VE DENEMELERİM -GÖRSELLER

MERHABA KONUK ,

SAYFAMA HOŞ GELDİNİZ.


ŞİİR ÖYKÜ VE DENEMELERİM -GÖRSELLER

17 Ocak 2012 Salı

KORO



KORO
Sesler kara gömülmüş sanki... Hiç duyulmuyor. Bazen bir otobüs alıp götürüyor öğrencileri. Sonra lastik sesleri de duyulmaz oluyor. Camı açınca dipdiri bir serinlik doluyor içeriye. Sessiz bir serinlik... Ağaçlar güneşli yanlarındaki karları eritmiş, kıpırtısız durmakta.
İlginç bir şekilde hep aynı izlerin üzerinde gezinen bir köpek ve saçak altından kırıntı derdiyle kanatlanan bir saksağan diriltiyor doğayı.
Bir lastik sesi daha büyüyüp sönüyor. Sonra kısa bir cikleme nokta koyuyor seslere. Kara gömülmüş tüm umutlar, bekliyoruz. Güneşli yanlarımızı çoğaltacak bir ses duyuluyor. İnsan sesi. Hep aynı doğruların üzerinde gidip büyütülen insan sesi… Karlarımızı eriten güneşli yanlarımızı çoğaltan ve kar altından umudu sere serpe ortaya çıkaran insan sesi.
Sonra konuşmaya dönüşüyor ses. Değişik tonlarda, değişik dudaklardan dökülüyor. Ses alıyoruz. Ses veriyoruz. Soluklarımız gibi… Doğal öylesine, kendiliğinden… Önce akortsuz. Gelişi güzel.
Ses... Aşkla titreyerek yavaş yavaş, bir yaprağın yeri boylaması benzeri, nazikçe dökülüyor dudaklardan. Boşlukta kavuşan seslenişlere dönüşüyor. Çağıran seslere, uyandıran, karların altından umudu alıp gerçeğe taşıyan sesler oluyorlar.
Dipdiri sesler geliyor uzaklardan da duyulan… Seslerimize ısınıyoruz. Hep bir ağızdan, hayatın akordunda, yalın ama güçlü bir koro, birçok dilden duyulmaya başladığında, dimdik ağaçlar gibi yükseliyoruz.
Evin Okçuoğlu