ÇOCUK HAKLARI DİYE BİR ŞEY
Evin Okçuoğlu
(SAKIN KIZMA ANNE kitabımdan)
A: "Yine hakkımı yedi öğretmen. Beklediğimden az not aldım. Kağıdımı görmek istesem ne der acaba? Şimdi bana takmasın da. Boş ver. Zaten alıştık hak yenmelere."
B: "Ah şu kardeşim yok mu! Hep üste çıkar tartışmalarda. Annem de babam da ondan yana. Ben adam değil miyim? Bi kere de yansız baksalar olaya da dişimi kırsam!"
C: "Bütün ders yılı canım çıktı test çözmekten. Büyük şehirde olsam, dershanelere gitsem. Daha çok kitap edinsem. Ne biçim yarış bu ya! Kimi önde kimi arkada; başlangıç çizgisi eğri büğrü. Onca emeğim boşa mı gidecek şimdi? Ya kazanamazsam? Haksızlık bu!"
D: "Şu Aysel yok mu! Hava atmaya bayılır. Aman iyi anladık, giyin kuşan son moda. At havanı bakalım. Bak yine aldığı yeni kotunu göstermek için geziniyor. Kaç ay harçlık biriktirmem lazım? Dur bir hesaplayayım. Üff! Bizi aşar bu iş. Kriz de hiç uğramaz Aysellere nedense!"
E: "Babam bu hafta da almaya gelmedi. İşleri varmış. Hep de hafta sonu işi çıkıyor. Hadi tamam ayrıldınız, anladık. Ama ben onun çocuğuyum hâlâ. Babamla görüşmek hakkım değil mi? Özledim ama belli etmiyorum. N’apıym, annemin de bir şey gelmiyor elinden."
F: "Tamircide çalıştığım her halimden belli. Okulda okumak varken, üç kuruşa burada iş öğreniyorum. Ellerimin karası hiç geçmiyor. İçine işledi derimin. Ele güne karşı utanıyorum. Ne olacak işte "çırak" diyorlardır. Desinler. Evde anam ne pişirebilmiş, malzemeden çalıp da ne koymuş önümüze! Kimin umrunda?"
G: "Bunu kimselere anlatamam. Çok utanırım. Geceleri kabuslar görüyorum. Dokunmayın bana diye uyanıyorum. Derdimi kimlere desem? Kim anlar beni? Kim kayırır? Ölsem daha iyiydi."
H: "Her yanım çürük içinde. Öğretmen halimi gördü. O sordu ben sustum. Ne diyecektim yani! Babam evire çevire dövüyor, diyeyim de daha beter mi olayım? Şu içmesi olmasa! Hırsını benden alamasa; kardeşimden, o da olmadı anamdan çıkarıyor. Ben büyüyünce öyle baba olmayacağım."
İ: "Bütün sınıfa rezil etti beni öğretmen. Hiç sevmiyorum onu. Derse de çalışmıycam işte! İstediği kadar fırlatsın kafama o tebeşirleri. Geçen gün de tuttu, isim taktı bana! Yok efendim neymiş, soruya cevap vermeden ‘şey’ diyormuşum! Adımı ‘Şey Ali’ koydu. Milletin diline düştüm."
J: "Ağlamaktan gözlerim şişti. Korkuyorum. Yine o karanlık yere kilitlerse beni. Ne yapsam suç. Neden benim böyle bi ailem var. N’olur beni kurtarın diyecek biri yok ki! Kimseye derdimi anlatamıyorum."
K: "Bu yabancıların arasında işim ne benim ya! Ben kendi yurdumda oturaydım keşke. Evimde barkımda su mu çıktı da el kapılarına geldik. Ben arkadaşlarımı isterim. Bana kimse sormadı ki! Sanki bu benim hayatım değil."
L: "Ah başım, yanıyorum, çatlıycak gibi ağrıyo. Ne doktor ne ilaç, iki gündür serildim kaldım yatakta. Ot kaynatıp içiriyo anacım. Sağlık ocağında bi hap yazdırsak bari. Yazdırsak da nerden alsak ilacı. Her şey uzak buraya. Hastalık yasak burda. Dermansız köy deselermiş bari adına! Ah, biraz uyusam da yeniden doğmuş gibi uyansam!"
M: "Televizyonda gördüm o çocukları. Boylarından uzun tüfeklerle sıra olmuşlar, rap rap diye yürüyorlar. Savaş oyunu mu bu yoksa? Çocuktan asker olur mu hiç?"
N: "Düştük işte sokaklara. Ne olmuş yani? Evden kaçmışım, kaçarım tabii. O kadar eziyete, kaçmasam da ölse miydim? Ee şimdi de düştük içicilerin arasına. Çek bi fırt derken olduk bağımlı. Amaaaan ya! Dünya böyle işte! Çek bi fırt!"
O: "Üff! Canım sıkılıyo. Bi çocuk parkı olaydı da, acık oynasaydım. Bi de en çok yanarım da, bu kasabada tiyatro olmamasına yanarım. Dedikleri gibiyse bir büyüsü varmış onun. Televizyondan kat kat üstünmüş. Ama nerdee!"
P: "Geçen gün okulda bir kağıt dağıttılar. Çantama attım. Evde okurum dedim. Oturdum şimdi okumak için. Bakayım ne yazıyor:
’20 Kasım 1989 da imzalanan Uluslar arası Çocuk Hakları Bildirgesi. 1995’ten beri ülkemizde hukuk konusudur.’
Diyor, evet geçelim buraları... devam edelim.
‘Çocuk İstismarı ve İhmali: bedensel, duygusal, ekonomik istismar...’
Ne demek bu şimdi?
‘Duygusal ezim nedenleri: Reddetme, aşağılama, ayırma, yalnız bırakma, isim takma, tehdit, vurma, ...’
‘Öğrencilerin hakları: Düşüncelerini söyleme hakkı, güven içinde bulunma hakkı, sağlığını tehdit edici davranışlara dur deme hakkı...’
Ne çok hakkımız varmış bizim böyle! Dur bakayım şurada ne diyor?
‘15 yaşından küçük çocukların çalışması yasaktır. Çocuklar savaştan korunur, askerlik yaptırılamaz.’
Ne de önemliymişiz biz çocuklar! İstanbul Barosu Çocuk Hakları Komisyonu hazırlamış bunca şeyi. Hiç haberim yoktu! Oh be! Ülkede kanun var, nizam var. Hak var, hukuk var. Yasaları uygulasınlar. Çocukları korusunlar.
Kim koruyacakmış? Ha şurada yazıyor.
‘Madde 4. Bu sözleşmedeki haklarımın uygulanması için gereken her türlü çaba gösterilir.
Haklarımdan yararlanmam bütün devletlerin güvencesi altındadır.’
Madde 7. Her çocuğa doğduğunda bir isim konur.
Devlet bu ismi kaydeder. Çocuğa kimlik verir. Artık çocuk o devletin vatandaşı olur.’
Vatandaş oldum ben. Devlet de babamız.
Devlet baba,
Devlet baba!
Haklarımızı uygula.
Beslenme, barınma, eğitim, sağlık.
Sözleşmeyi yapanların eline sağlık."