HAYKIRAN GÖVDE
sofra kurar kaldırır ne yalın basit ve sıradandır ellerimiz
kendi halinde geçer günümüz iş güç sürer gider
çocuklar gelir aş ister, çamaşırlar bekler
sepet torba elde alış veriş
tekil bir yaşantı sürer
kaldırımlar seyyar satıcılar kalabalık içinde
ve ellerimiz boş bir kase gibidir önce
çizgiler avucumuzda sakin ve gevşektir
kalem de tutar elimiz
elimizden gelen neyse düşer sayfaya
yazma da haşinleşir gittikçe
zaman akıtır kanı çarşı pazar derin derin uyuklarken
konu komşu ansızın yakalanır ölüme
ölümden öte yoktur
ama kalanların haykırışları
katlanır gittikçe
büyür düşünce
büyür acıyla birlikte
kederin isyan hali yayılır yürekten bilince
ülke ülke sarar sarmalar bizi
üşümesin diye ölüden kalan anılar
kalemler süngü olur mızrak olur
ok gibi fırlar gün o gün
olduğunda
yakarmaz artık, inleme
biter, kapı kapı güç biriktikçe
sıradan ellerimiz kahraman olur
yiğit sözler dizer meydanlarda
gürler sesimiz bir araya gelince
artık o haykıran gürleyen tek bir gövde olur
o gövde yükselir büyür gönüllerde
Evin Okçuoğlu