BENİM RUHİ SU’YUM
Benim Ruhi Su’yumda her şey derinlemesinedir. Eserlerinde
bunca etkiyi diri tutan kökleri; sanatın, sesin ve türkülerin bağrına
derinlemesine öylesine güçlü bir disiplinle dal budak sarmıştır ki sanatı ve
kişiliği bir olmuş haldedir. Kökler bu toprakların kılcallarından çıkar, müzik
sanatının disipliniyle onun sesinde buluşur. Disiplinli çalışma sonrası da,
sunumlarında onu dinlerken, bazen gürleyen sesindeki dik duruşa bazen de
kadifeleşen bir sevecenliğe savruluruz.
Benim Ruhi Su’yum hem derinlemesinedir hem de
bulaşıcıdır. Onun sesinden dinleyenlerin kulağına ve ruhuna yayılıp bulaşan,
bazen güçlülük, bazen hırs bazen azimdir. Aynı disiplinli ciddi duruşla ama en
çok da uyumla sazını coşturur.
Kişiliğindeki saf sevgi yayımını yüzünün tüm mimiklerine
sindirmiştir. Benim Ruhi Su’yum sahiplendiğim ezgi babadır. EzgiliYürek’in her
tınısını kulaklarımıza ulaştırmak için yaptığı işe olan saygısı ile saygı
uyandırır. İçten gülümsemesi ile sıcak bakışı ile bütün mahlukatı kavrayışı,
sesindeki güçle bulaşır ruhlarımıza. 1970lerde sol/sosyalist dünya görüşüne
merhaba derken kitaplardan sohbetlerden edindiğim bilgileri kendi özümle en
anlamlı şekilde buluşturan kişi olmuştur. O zamanlar bir gençkız olan benim
için o, komünist ruhun ete kemiğe bürünmüş halidir ve hep öyle kalmıştır.
Konserlerinde adeta Dostlar Korosu üyelerinin her biri
ile bakışsal bir sevgi ağı kurduğunu düşünmüşümdür. Sahnelerden izleyenlere
doğru yayılan bir yoğunluk vardır.
Sonra onsuzluk başladığında ardından bize bir vakıf, bir
Dostlar Korosu, yaşamında ve yitiminde dimdik duran bir eş, körpe bir Ilgın
kalır. Sonra eşi Sıdıka hanımı da uğurladık. Şimdi her birimiz sahip çıkmalıyız
onun var ettiklerine. Eğer yolunda gitmiyorsa işler, yoluna koymalı, uyarmalı,
didinmeliyiz. Aynı disiplinli çalışmaları yaparak konserlere hazırlanmalı
Dostlar Korosu… Aynı sevgi ve bilinç ışımalı koristlerin gözlerinde… Onu ancak
bu şekilde yaşatabiliriz.
İleride özlediğimiz en güzel güne eriştiğimizde de onun
sağlam köklerine tutunan gençlerin daha ileri müzik atılımlarını, başarılarını
da göreceğiz… En güzel ses olan insan sesinin uyumla titreşerek Anadolu
topraklarından başlayıp göklere yükseldiği, insanlığı kucakladığı düşünü
gerçekleştireceğiz.
Benim en büyük dileğim, Ruhi Su adına yakışır ciddiyette,
disiplinde ve duyarlıkta, onunla aynı dünya görüşünde koristlerin nesiller boyu
varlığını taptaze tutup, Ruhi Su ruhunu aktararak DOSTLAR KOROSU nu
yaşatmalarıdır.
Dostlar Korosu demek biraz da, işliklerde, şantiyelerde
çalışırken mırıldanılan, fabrika önündeki grev çadırlarında haykırılan, dört
duvar arasında direnç biriktiren seslerdir.
Dostlar Korosu güneşin alnında, kırsalda, tarım adına direnenlerin
başında esen yel tonundaki ezgiyi söyler. Dostlar Korosu Ruhi Su’ca başlar
ezgilerine… ve hışımla, ve acıtarak ve ezimle geçen günlerde, halkların gürül
gürül haykırışını yankılayan umut dağıdır.
Ve yine dilerim ki, benim, “BENİM RUHİ SU’YUM” dediğim
gibi gelecek kuşaklar da onu yürekten sahiplenir. Kızlarımın birine ondan bir
parça ad olsun diye CanSU’yum -deyişim ile diğerine de onun gibi kültürümüzün
taşıyıcısı olsun diye EKİN’im deyişim bu dileğimin sonucudur.
Evin Okçuoğlu