ŞİİR ÖYKÜ VE DENEMELERİM -GÖRSELLER

MERHABA KONUK ,

SAYFAMA HOŞ GELDİNİZ.


ŞİİR ÖYKÜ VE DENEMELERİM -GÖRSELLER

8 Mayıs 2025 Perşembe

bir sandal salınması gelgitlerimiz/Evin Okçuoğlu

 

bir sandal salınması gelgitlerimiz

tarihin küflü evlerinde serin bir avludayız

aşkın sonsuz kıpırtısında deniz.

asırlık ağaç gibi sağlam ve sessiz

Evin Okçuoğlu


ağlama dedim/Evin Okçuoğlu

 


ağlama dedim
bugün  kendimle söyleşirken 

her sınava hazırlan 

ya geçersin ya kalırsın 

ne var bunda dedim ama boşuna

özüm yüreğini yormada

 

o deyişler yazılmış 

o ezgiler çalıp söylenmiş

eksiği yok fazlası var

kalpten dile gelmiş

su gibi akmış gitmiş hepsi

tortusu ben 

kalıntısı ben

yorgunluk neden dersen

kurumuş gözelerde

akarsu düşlemesinden

Evin Okçuoğlu

dünya taşlarını döküyor /Evin Okçuoğlu

 

dünya taşlarını döküyor 

yüzü hiç bu kadar çirkin olmamıştı

ölüm serilmemişti her yere 

 

hayret edilecek bize

nasıl dayandı yürek

nasıl direndi onur

yüz yıl sonra sevdiğim 

demişti ozan

o çoktan geldi geçti

 

bir gün elbet diyoruz yine

dünya yaşanası olacak 

bunu nerden biliriz

tarih var akıl bilimle yürüyen

çıldırmış yanlar hep  sönmüş

tek değişmeyen değişim 

güldürmüş yüzleri bir zaman

 

şimdi aman aman 

şimdi leyli leyli

şimdi el aman denen an

çok zor zaman

çok zor zaman 

utanılası karanlıkta

dilimiz varmayan zaman

 

ahlar zamanı 

vahlar zamanı

şimdi tiksinme zamanı

saç sakal şalvar 

aç zaman

sır zaman

sonra her şey ayan beyan

 

dilimiz varmaz elimiz yüzümüzde

çocuktan utanma zamanı

çocuklardan

 

ah zamanı ahlar zamanı

çiçekler bezekler yetmez 

dünyalar serse şefkatini yetmez

Evin Okçuoğlu

 

 

en son ne zaman düşünmüştünüz beni/Evin Okçuoğlu

 

en son ne zaman düşünmüştünüz beni

yanık bir türkü kokusu sarmıştı evi

perşembenin gelişi belliydi hani çarşambadan

bilmem kaçıncı uykulardan uyandırmıştı sizi o duygular 

anlıyorum demiştim neden 

bu aralar sessizdi dünyanız 

yemeyip yanımıza koyduğumuz sözler taşmıştı sonra

ev hali işte 

çıplak geziniyordu düşleriniz

ıssız odaların tavanlarına yapışık 

hiç gözü kırpmayan iki göz

çeke çeke gelirdi aklımıza 

ulu çınarların 

heybetli duruşundaki giz

sonradan nasıl da açmıştı 

solmaya yüz tutan çiçeğiniz

Evin Okçuoğlu








gittikçe sığmaz olduk gözaltılara/Evin Okçuoğlu

 

gittikçe sığmaz olduk gözaltılara

ellişer yüzer binlere vardık.

atıldıkça işten atıldık ekmek kavgasına

sığmaz olduk tecride, kapalıya

doğmaz olduk kıskaca cendereye

oturma eylemleri yürüyüşlerle çoğala çoğala

gittikçe doğmaz olduk bugüne/ kurduk güzelim yarını

Evin Okçuoğlu


eskiden daha görkemli olurdu ölüm törenleri/Evin Okçuoğlu

 

eskiden daha görkemli olurdu ölüm törenleri

şimdi sıradan ve abartısız

acılar peş peşe biri dinmeden diğeri gelip damlıyor 

göz yaşı kolyesine 

şimdi abartısız gömüyoruz ölüleri

uzaktan sabır diliyoruz 

acınız sağalsın diyoruz

ateşin düştüğü yere 

yasımız bitmeden geliyor yenisi

ölüm sıradanlaşıyor sanki

kapanan bir devri selamlıyoruz 

unutma yeni yüzyıl unutma dünya

kıydık kıyıldık yenişemedik daha

güzel günleri kurmak kaldı yeni çağa

Evin Okçuoğlu


sakın bırakma sakın vazgeçme sevmekten/Evin Okçuoğlu

 

sakın bırakma sakın vazgeçme sevmekten

derler ya aşıklar bazen

işte bir yıldız sönmesin diyedir o

ertelenmesin diyedir doğumlar 

su kapları dolu kalsın diyedir sıcak havalarda.

tazelensin diyedir vazoda çiçekler

Evin Okçuoğlu




gözlerin karanlığındaki keder kuyusudur/Evin Okçuoğlu

 


gözlerin karanlığındaki keder kuyusudur

içine doğru akan yaşlarla dolar taşar

bir parıltı geçer yıldızlı aylı gecelerde üzerinden

soluğu kesilmiş aşıklar  bambaşka bir ezgide susar

Evin Okçuoğlu

hiç /evin okçuoğlu

 


hiç oluşmamış bir ezginin duyulmadık notalarında sürmüşüm izini 

en derinde tutup nefesi

beklemişim sonsuz devinimi

aynı rüzgarda titreşirken uçurtmalar 

aman sakın 

arapsaçı olur  ipler bir anda

ayıkla pirincin taşını sonra 

ayıkla aysız gecelerin gezinen düşlerini

yutkunup dur aldırışsız 

uzak bir gezegende 

kavuşma hevesini hiç yazma

şiirsiz soluksuz bir başına

iyi ki geçmiş esinti dersin 

iyi ki karışmamış ipler

kimi bu yana 

kimi öte yana gitmiş

düşünsene 

rüzgârsız da uçabilmişim

kopsa da kırılsa da 

hiç olmamış bir düşün içinde

hiç yağmamış bir yağmurun altında 

kendime yığılıp kalan 

hiçten bir düşle titreşmişim

Sana bir ezgi göndermek istiyorum/Evin Okçuoğlu

 

Sana bir ezgi göndermek istiyorum

Geziniyor ruhum şarkı türkü dünyasında

Bir ince ipliksi tel gerekiyor

iki yürek arası tınlayan 

çocukluk düşlerimizden 

penalar koşuyor tellere ses vermeye

Yetişkin günlerimizden kaynayan sel oluyor her vuruş

derin bir özün 

diğeriyle kavuştuğunda  çıkan o ezgiyi arıyor herkes

Biz ise çoktan ahengi tutturmuşuz

 

Bütün pembeler bütün çiçek salınımları seninle güzeldir bilirim.

Rüzgarda yükseklerde beyaz bir taç gibidir başın eğilmez.

Bakarsın  uzaklara deler geçersin duvar demez yol demez uzak demezsin 

bakışın koşar gelir de bir ela hüzün gülüşüyle kavuşur.

Evin Okçuoğlu




 

Narin bir hüzündü o/Evin Okçuoğlu

 


Narin bir hüzündü o
Geldi ve geçti dünyadan
Elini tuttukları kaldı geride
Kelebek ürkekliği
Dost sıcaklığı
Kanat kıpırtısı
Yavaşça sildi dünyamızdan
Kısa bir an gibi kaldık
Bitmemiş bir şarkı
Upuzun bir nehir şırıltısı

Kalakaldık.

Evin Okçuoğlu

Hiç masum olduk mu bilmiyorum/Evin Okçuoğlu

 

Hiç masum olduk mu bilmiyorum

Belki bir dal bahar izi vardı gözümüzde 

Ayaz fırtına yemeden çiçeğe dursun istedik

Hiç masum sevmedik mi biz

Zavallı bir adam sokak kedisini okşarken

Bir tutam çiçek vermedik mi 

Masum sevgilerin simgesi

Çekip gitmedik mi kendimizden

Denize gömülmedik mi 

Kulaçlar sonsuza sürerken

Hiç masum olmadık mı biz

Sızlayan yaralara dokunup

Yaralarımızdan tanış olmadık mı hiç

 Evin Okçuoğlu




şehre gelmez/Evin Okçuoğlu


 

Zordur taşımak aşkı/Evin Okçuoğlu

 



Zordur taşımak aşkı
Derinlik yoğunluk ve titreşimdir
Ya sırrıdır hayatın

Ya da sonsuz gerçekliğin özüdür
Yükselt bizi ey aşk
Özünün doruğunda
Karışalım kosmosun büyüsüne
Kırmızısı olalım gülün
Beyazı mest edişin
Sonra sessizliği
İki gözün
Sonra konuşması
İki gözün
Sonra iki gözün kapanması
Aşk ile

Evin Okçuoğlu

7 Mayıs 2025 Çarşamba

Uzun bir çığlık olsun bu şiir/Evin Okçuoğlu

 




Uzun bir çığlık olsun bu şiir

Dünyalar duysun

kosmos duysun

Yüzünü örttü bebekler

Utanç içindeyiz

O kâğıtlar o maden parçaları

O yüreksiz bedenlerin

korkunç dehlizinden geçiyoruz

Ateşin düştüğü yer her yerdir

Yanan biziz yıllardır o karanlıkta

Görsün diye yüreği olanlar

Aydınlık çakıyoruz bir bir

Duysun bizi görsün halimizi

gelecekteki kardeşlerimiz

Bu dehlizde

bebek öldürüyorlar

aç bırakıyorlar

Evler yıkılıyor başımıza

Kanayan yaralar dere

Hırs ile deşiliyor toprak

O kâğıtlar o maden parçaları

Çil çil irinli kanlı sofralar

Duysun kozmosta kardeşlerimiz

Hücrelerimiz acıyor

Duysun yüreği olanlar

Gücümüzü verdik bir çığlığa

Duysun kozmos

Duysun yüreği olanlar

Evin Okçuoğlu