hiç
oluşmamış bir ezginin duyulmadık notalarında sürmüşüm izini
en
derinde tutup nefesi
beklemişim
sonsuz devinimi
aynı
rüzgarda titreşirken uçurtmalar
aman
sakın
arapsaçı
olur ipler bir anda
ayıkla
pirincin taşını sonra
ayıkla
aysız gecelerin gezinen düşlerini
yutkunup
dur aldırışsız
uzak
bir gezegende
kavuşma
hevesini hiç yazma
şiirsiz
soluksuz bir başına
iyi
ki geçmiş esinti dersin
iyi
ki karışmamış ipler
kimi
bu yana
kimi
öte yana gitmiş
düşünsene
rüzgârsız
da uçabilmişim
kopsa
da kırılsa da
hiç
olmamış bir düşün içinde
hiç
yağmamış bir yağmurun altında
kendime
yığılıp kalan
hiçten
bir düşle titreşmişim