Çocuk Edebiyatı
Evin Okçuoğlu
Edebiyatı, şiir, öykü, roman
türleri olarak ayırmanın ötesinde bir de yaşlara göre ayırmak ve çocuk
edebiyatı demek, çocuğun emek dünyasında
yer almaya başlamasıyla olmuş. Acımasız kapitalizm, çocuğun da üretim süreçlerinde yer almasıyla bir
anlamda “ayrı” bir okuma süreci gereksinimiyle dayatmış bu türü… Çocuk emeğin
bir parçası olarak fark edilmiş. Ama ilk ürünler çocuklar için yazılmamış yine
de… Okuru çocuk yaştakilerden oluşmuş diye sonradan çocuk edebiyatı ürünü olarak
tanımlanmış bu eserler…
Günümüzde başlıca yayınevleri çocuklar için eserleri
basarken, editörlerini pedagoglardan seçmeye özen gösteriyorlar. Bence
çocuklara yazanların, yetişkin olmalarına karşın, empati gücü yüksek kişiler
olmaları gerekli. Çocuğun hayatına dokunmakla kalmayıp, onun yaratıcılığını ve
hayal gücünü geliştirici olmak da önemli…
Bunu şaşırtma yoluyla yapabilir çocuk edebiyatı yazarları… Kendi hayal gücü sınırlarında dolaşırken
çocuksulaşarak…
Okulların didaktik yanı her zaman olumsuz etkilemiştir çocuk
yazınını… Yazar, kalıpları zorlamak yerine kalıplar gereği yazmışsa, belki de
ezberlenecek bir sürü dizenin soğuk rüzgarı olmaktan öteye geçememiştir
yazdıkları. Çocukların teknoloji gereği renkli ve hızla akan görsel dünyalarına
bir hız kesmeyle girmek ve alınacak başka tatların da olduğunu hatırlatmak
işini ne derece başardığımızı denetlemek de zor.
Çocuk okurun eleştirmen olarak yazara geri bildirimde
bulunması yolları neredeyse kapalı.
Çocukların gelişimlerindeki farklılıklar da yazılanları
belli bir yaş gurubuyla kesin olarak sınırlamayı güçleştiriyor. Çok okuyan ile
az okuyan çocuk, kültürel birikimleri farklı olma nedeniyle yaşına karşın
yaşından büyükler için olan ürünleri okuyabilen çocuk, ne okusam konusunda yol
gösterirken zorluklar oluşturuyor. Bu durumda sınıf öğretmenleri ile anne
babalara düşen görev artmakta…
İnsan, kitabevinde kendi okuyacağı kitabı kendi seçebilecek
çocuklar özlüyor. Onların seçerken aradıkları özelliklerin; kitabın kalın
olması, resimli olması, göz alıcı olması, “macera” konulu olması süreçlerini
çabuk geçmesini bilinçli okur çocuk olmaya evrilmelerini diliyorum.
Yazarlarımızın da çocuklara yazmak konusunda daha ayrıntılı düşünmeleri,
gözlemlemeleri, çocuk dünyasıyla kendi dünyaları arasında kurdukları köprüde
söyleyecek sözlerini yazınsal özenle birleştirmelerini umuyorum.