ŞİİR ÖYKÜ VE DENEMELERİM -GÖRSELLER

MERHABA KONUK ,

SAYFAMA HOŞ GELDİNİZ.


ŞİİR ÖYKÜ VE DENEMELERİM -GÖRSELLER

1 Haziran 2025 Pazar

Her Masalın Başı

 

Masal yazmadan önce araştırma gerek. Geçmişte bu konuda yapılanları bilerek yola çıkmak gerek. İşte yazdığım masaldan önce bir kısa alıntı ile masal ustalarımızdan Eflatun Cem Güney’den bir alıntı:

 

Her Masalın Başı

Eflatun Cem Güney

 

Bizim de bir masal dünyamız var; uçsuz bucaksız bir dünya bu! Kel Oğlan’ı da içine alır, Köroğlu’nu da; peri kızını da içine alır, dev anasını da; seni de içine alır, beni de; gene de bir fındık kabuğuna sığar, yedi dünyaya sığmaz. Hani, şu masal dünyasını bir dönüp dolanayım diye, demir çarık, demir asâ yola düşseniz; dere tepe düz, altı ayla bir güz gitseniz, bir arpa boyu yol gidersiniz ancak! İyisi mi, gelin derelerden sel gibi, tepelerden yel gibi geçerek; lâle, sümbül derleyip, soğuk sular içerek; daha da yorulsanız Hızır’ın atına binerek bir tandır başına götüreyim sizi. Vay ne masallar, ne masallar var orada; makas kesmedik, iğne batmadık masallar! Oturup bunları dinlemekle kalkıp şu dünyayı dolaşmak bir bence… Öyle ya, masal deyip geçmeyin; kökleri vardır geçmişte, dayanır durur dağ gibi… Dalları var üstümüzde; yeşerir gider bağ gibi… Ama anlatılacağı bir anlatılırsa… Zira asıl tadı anlatılışındadır bunların; hele masal ustalarından dinlenirse tadına doyum olmaz doğrusu. Ha, işte bu niyetle sizi bir tandır başına götüreyim dedim ama, bir yer bulabilirsek ne mutlu! Çünkü Allah’ın kışı, tandırın başı olur da kim gelmez. Çağrılan da gelir, çağrılmayan da; haylanan da gelir, huylanan da; ahlanan da gelir, ohlanan da, Kambur Ese de gelir, Sarı Köse de; hâsılı, seyrek basandan sık dokuyana, bir taşla iki kuş vurandan, her yumurtaya bir kulp takana kadar kim var, kim yok, sırtı bütün, karnı tok… cümlesi gelir toplanır ama, masalcıbaşıyı masala başlatmak kolay mı? mübarek, kendini naza çektikçe çeker; onu söyletmek için her biri bir dereden su getirmeye başlar. Kimi yukarıdan atıp aşağıdan tutar, kimi ağzını yumar dilini yutar; kimi ince eğirip sık dokur, kimi süt dökmüş kedi gibi oturur; kimi akıntıya kürek çeker, kiminin kırdığı ceviz kırkı geçer; daha daha bir yığın maval, martaval derken masalcımızın çenesi açılır, gayri öyle bir dizip koşar ki, ağzından bal akar, dili de kaymak çalar balın üstüne!

İmdi; kalem benim, söz onun; nokta benim, harf onun; okuyun okuyabildiğiniz kadar. Okudukça gönlünüz gül olup açacak; diliniz de bülbül olup şakıyacak…

 

(Masallar, Eflatun Cem Güney Kültür Bakanlığı Yayınları, Çocuk Edebiyatı Dizisi /43, 1992 sf: IX)